30 Kasım 2019 Cumartesi

BA4137 Zafer Elcik ve Adil Oran ile Girişimcilik Dersi // OTSİMO

   Zafer Elcik Hocam'ı daha önce yine Adil Hocam'ın GİMER (ODTÜ Girişimcilik Merkezi: http://gimer.metu.edu.tr/ ) etkinlikleri kapsamında düzenlediği Girişimcilik Sohbetleri'nde dinleme fırsatı bulmuştum. Bu derse tekrar gitmemin nedeni ise geçtiğimiz aylarda nelerin değiştiğini 1. ağızdan dinleme şansı bulabilecek olmamdı, ki Zafer Hocam'ın yaptığı "Building & Scaling" başlıklarından oluşan Startup 101 sunumu da iyi ki tekrar gitmişim dedirtti.
   
   Hikaye Zafer Elcik'in Adil Hoca'nın "Girişimcilik" dersini almasıyla başlıyor. Adil Hocam'ın anlattığına göre Zafer Elcik, kendi şirketini kurmakla öylesine meşgulmüş ki girişimcilik dersinin ilk sınavından tam puan aldıktan sonra diğer sınavlara gelemeyeceğini söylemiş. Bu yüzden de dersi iki kez almış.

   Zafer Hocam'ın hala mezun olmadığını düşünürsek bu girişimcilik işlerinin ne denli fedakarlık istediğini fark edebiliriz sanıyorum. 

   "Otsimo ile her hafta bir ödül alıyorduk. O kadar ki artık ödülleri almaya gitmekten işe zaman ayıramaz hale gelmiştik."


   Otsimo'nun hikayesinin en ilham verici yanlarından birisi de Zafer Hocam'ın yanı başındaki bir probleme çözüm bulmuş olması:


    STARTUP 101

   Zafer Elcik de startup sözcüğünü tanımlarken Eric Ries'ın tanımını kullananlardan. Sanıyorum Adil Hocam'ın öğrencilerinin -buna ben de dahil- çoğunun tercih ettiği bir tanım :) 

   Bu ufak tanımdan sonra Zafer Elcik, aslında tüm bu girişimcilik işlerinin bir formülden ibaret olduğundan ve süreci hacklemekten bahsetti. Formül mü, hacklemek mi, nasıl yani? Okumaya devam edin!


BULDING (Let's start the journey!)

   1."It's not a one man show"

   Yapılan araştırmalara baktığımızda solo girişimcilerin takımlardan daha fazla başarısız olduğunu görüyoruz. Bu yüzden aslında her girişimcinin bir co-founder'a ihtiyacı var.
                      -The Hipster
                                  -The Hacker
                                                -The Hustler
Nasıl hacklersin?: Zafer Hocam'a göre bunun çözümü Hackatonlara gitmek! Bu tıpkı sevgilinizle tatile çıkmak gibi. Co-founderınızın yeteneklerini, 48 saat uyumadığında nasıl bir insana dönüştüğünü bedava sandviçler ve wifi ile rahatlıkla gözlemleyebileceğiniz yerler!

   2. Başlamak için paraya ihtiyacın yok!

İnsanlar genelde bahane üretirler. Fikir var, ofis yok; fikir var, yeterince donanımlı bilgisayar yok; fikir var, para yok...

Nasıl hacklersin?: Ofis yoksa toplantı yapabileceğin, tek bir kahveyle dahi saatlerce oturabileceğin Starbucks'lar var. Burada bence en büyük hack hikayeyi ve tüm bunları bize anlatan Zafer Elcik tarafından yapılmış.

ODTÜ ATOM (Animasyon Teknolojileri ve Oyun Merkezi) her yıl belli sayıda ekibi bünyesine katan, onlara iyi bilgisayarlar, ücretsiz çay/kahve ve masa/sandalye sağlayan bir merkez. Zafer Elcik, programa hiç başvurmadan gördüğü ilk masaya gidip orada çalışmaya başlıyor. Gerçekten ufacık olan bu masada çalışmak için sürekli ATOM'a gelip gidiyor ve bir gün ekiplerden birisinin masasının uzun zamandır boş olduğunu fark ediyor. Bir tarafta sürekli merkezi ziyaret eden birisi -Zafer Elcik- öteki tarafta programa kabul alsalar da kendilerine sunulan imkanı kullanmayan bir ekip... Zafer Elcik, o ufacık masasından sonra bu ekibin masasını sahipleniyor. Ozan Sönmez'in Hack'n Break'teki seminerinde defalarca "İsteyin, isteyin, isteyin" dediğini hatırlıyorum. Zafer Elcik de belli bir yeri olmamasına rağmen sürekli orada çalışarak ne kadar çok istediğini gösteriyordu bence. Eh, Adil Hoca'nın da bize sürekli hatırlattığı gibi: "Özür dilemek, izin istemekten daha kolay."

   3. Bir ürüne ihtiyacın var!

   Minimum emekle yapacağın ve insanların tepkilerini ölçmeni sağlayacak en azından bir prototip geliştirmek gerekiyor. "Minimum Viable Product"



Nasıl hacklersin?: Yapacağın ürünün, özellikle prototipin kusursuz olmasına gerek yok. -Burada Zafer Hocam Otsimo uygulamasının ilk halini göstermişti. Kendisinin photoshop kullanarak yaptığı, çok da renk uyumu olmayan, basit oyunlardan oluşan bir uygulama. Tüm bunlara rağmen Otsimo'nun ne yaptığını, neyi hedeflediğini anlayabiliyordunuz. Bugün baktığınızda bu "minimum viable product"tan sonra Otsimo kendi tasarımcılarına ve muhteşem renk uyumlarına sahip.

   4. Ölç! (Problemler ve ihtiyaçlar)

   Yaptığın şeyin çalışıp çalışmadığını, insanların bunu kullanıp kullanmadığını gözlemlemelisin. Mesela bir uygulamanın kaç bin indirildiği tek başına çok da bir anlam ifade etmiyor. Bu indirenlerden kaç tanesi senin kullanıcın olarak kalmaya devam etti? Hatta daha da ötesi bu indirenler uygulamayı indirdikten sonra kaç kere açtılar? Belki de başka bir uygulama zannettiler indirirken... Sen yeni bir özellik koyduğunda buna kaç kez tıklandı? Bunların hepsi birer ölçüm.

Nasıl hacklersin?: Google analytics gibi kullanıcıların davranışlarını inceleyebileceğin ölçüm platformları kullanmak. 


   5. Öğren! (Karar Verme Süreci)

   Aslında bu basamak bir önceki "Ölç" basamağı ile doğrudan ilişkili. Zafer Hocam'ın defalarca vurgu yaptığı üzere: "Eğer ölçüm sonucundan sonra hiçbir şeyi değiştirmiyorsanız, yanlış şeyi ölçüyorsunuz." Yukarda da bahsettiğim gibi, uygulamanızın kaç kere indirildiğine bakarak hiçbir şey değiştiremezsiniz.

SCALING (Join the dark side, we have cookies!)

   1) Para bulmak

   Öncelikle melek yatırımcılardan ardından da VCs'den yatırımlar alarak büyürken dikkat edilmesi gereken en önemli unsurlardan birisi yatırımları alırken karşılığında şirketin yüzde kaçını verdiğimiz. Buna dikkat etmediğimizde sonunda şirketin co-founder'ı olmamıza rağmen alınan kararlarda çok da söz sahibi olamıyoruz.
   
   Burada Zafer Hocam'ın bizlere gösterdiği bir grafik vardı. Özetleyecek olursam, şirketin ilk aşamasından itibaren sana gelen her yatırımcıya %20 hisse verirsen ilerleyen dönemlerde yukarıda bahsettiğimiz durumla karşı karşıya kalman işten bile değil. Diğer bir olaysa gelen tekliflere moral bozmadan ilerleyebilmek. Çok az yatırımlara şirketin çok büyük hisselerini isteyen yatırımcılar da ne yazık ki oluyormuş...



   Son olarak daha önce Adil Hocam'ın Fundamentals of Business dersinde de değindiği yazılım/internet şirketlerinin halka açılamamasından da bahsetti bu başlık altında Zafer Elcik. Bu noktada benim gibi kafası karışık olanları şu linke yönlendireceğim:


   2. Scaling the team!


   Kimleri işe alacağın, onların işlerini nasıl yaptıkları çok önemli. Building kısmında da söylediği üzere Zafer Hocam'ın "It is not a one man show." ve tek başına sen, her şeye yetişemezsin!


  
 Son olarak dünyanın pek çok yerinde kullanıcısı olduğundan Otsimo için de önemli olan Localization ile ilgili aldığım ufak notları da paylaşmak istiyorum:
   
   -Yeni ürününü ya da yeni bir özelliği nerede deneyeceğin çok önemli.
   -Unutmamalıyız ki, "Cultural translate is not Google Translate!"

Burada bahsedemediğim daha pek çok deneyimini bize aktaran ve iyi ki gelip dinlemişim dedirten Zafer Elcik'e ve dersini dışarıya da açıp böyle girişimleri dahası insanları tanımamızı sağlayan Adil Hocam'a çok teşekkür ederim :) Fatih İşbecer yazısı için takipte kalın!

Elif Nisa Güler 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder