18 Ekim 2019 Cuma

ODTÜ İşletme, İş Yatırım Semineri

   


   Seza Hocam bu semineri mail attığında çok heyecanlandığımı ve ajandamı kontrol ettikten sonra o hafta ODTÜ Ekonomi Topluluğu ile yapacağımız belgesel izleyip üzerine tartışma işinin nasıl üstünü çizdiğimi çok iyi hatırlıyorum. Bölümde olan herhangi bir etkinlik beni çok mutlu ediyor, bölümüm genel olarak beni mutlu ediyor. Hele ki benim bölümümden mezun olmuş tecrübeli birisinden deneyimlerini dinlemeyi içeriyorsa bu aktivite, en öne oturmak için yarım saat önce gidiyorum.
   Etkinlik G108'de. İçimden de geçiriyorum gitmeden evvel, neden G110'da değil ki? Nasıl sığacağız oraya ya?, diye. Ancak mail herkese atılmış olmasına rağmen sınıfta yalnızca 30 küsür kişi olarak başlıyoruz seminere. Burada merak ettiğim bir nokta şu, opportunity cost'u neydi bu seminerin? Buna gelmeyen ekip o saatlerde ne yapmaktaydı? Her neyse, benim işime gelir. Gittim en öne oturdum. Hem konuşmacılarla daha rahat iletişim kuruyorum bu şekilde hem de dikkatimi dağıtabilme ihtimali olan her bir unsura arkamı dönmüş oluyorum.
   1987 mezunumuz Rıza Kutlusoy Hocam anlatmaya başladı, sunumunda da bir fotoğraf var. Nuray Hocam'ın dönemi, ikisi aynı dönemde mezun olmuşlar. (Bir şekilde Nuray Hocam yok ama fotoğrafta, nerede olduğunu kendisi de bilmiyor :) Fotoğrafta erkeklerde takım elbiseler, aman efendim kadınlarda elbiseler... Her gün böyle giyinmiyorduk, diye başladı hikayelerini anlatmaya Rıza Hocam. Aynı fotoğrafta Yapı Kredi Genel Müdürü Faik Açıkalın'ın olduğunu da eklemeden geçmedi.
   Rıza Hocam, ODTÜ işletmeden mezun olur olmaz askere gitmiş. Dönüşte ise tek hedefi para kazanmakmış. Bu durumda üç seçeneği varmış:
1. P&G, Unilever gibi şirketler (Bunlar bizim zamanımızda iyi okullardı, size gerçekten deneyim sağlarlardı, dedi. Ben hala öyle olduklarını düşünüyorum.)
2. IBM tarzı yerler, yani bir yerde satıcı olacağın ki bu Ankara olursa devlete; İstanbul olursa bankalara, özel kurumlara bir şeyler satarsın
3. Teftiş bölümü, özellikle İş Bankası Teftiş o dönemde çok para veriyormuş.
   Çok para verdiğinden dolayı Rıza Hocam 3.'yü tercih etmiş, zaten de bankacı olmak istiyormuş. O bekleyiş sürecinde pek çok yere CV'sini de yollamış. 1990'lı yıllar, adam CV yolluyor. Sunumun başından itibaren defalarca vurguladığı "ODTÜ işletme bölümü bana çok şey öğretti." sözünü bu CV yazma muhabbetinde de tekrarladı. "Bölüm bize CV yazmayı bile öğretmişti." diye ekledi.

29. saniye...



   Rıza Hocam'ın CV yolladığı yerlerden birisi de İzmir TEB şubesiymiş, çağırmışlar o da gitmiş.
+Ne yapmak istiyorsun sen?
-Bankacı olmak istiyorum.
+O zaman teftiş kuruluna gir, o işte iyi para var.
   Buradan da onayı alan Rıza Hocam en sonunda 1989 yılında İş Bankası'na girmiş ve tam 30 yıldır da orada çalışıyormuş. Müfettiş yardımcısı olarak başladığı bu yerde, IT departmanında da görev yapmış, menkul kıymetler müdürlüğünde de, risk müdürlüğünde de... Şube müdürü de olmuş, insan kaynakları, kurumsal mimari ve stratejide de çalışmış.
   Burada "Görünmez Kariyer Yolu" diye bir olgudan da bahsetti. Hiç beklemediği bir anda Galata şubesi müdürünün işten ayrıldığını ve yerine birisi atanması gerekince kendisini orada bulduğunu, söyledi. Hatta 2001 krizi zamanında İş Bankası'nın daha evvel aldığı bir liman/gemicilik şirketinin yönetim kurulu başkanlığını da yapmış.
   Bu yönetim kurulu başkanlığı sırasında menkullerin yerinde el değiştirdiği ilkesine gemi satın alırken şahit olmuş, Hong Kong'dan gemi satın almış.
   Sonra bir gün Somalili Korsanlar gemilerini kaçırmış. Bunun için yönetim kurulunda iki çözüm düşünmüşler:
1. İngilizlerden kiralık askerler ile gemiyi korumak ki bu riskli bir şey çünkü gemide silah bulundurmak normalinde yasak
2. Panik odası, gemiyi korsanlar bastığında mürettebatın kaçabileceği ve gemiyi komuta ederken dışarıdan yardım çağırabileceği bir oda.
   En sonunda yönetim kurulundan panik odası yaptırma kararı çıkmış ve gerçekten de bir sonraki korsan kaçırmasında mürettebat sağ salim kurtulmuş.
   Bunları anlatırken hep "Nasıl oldu bilmiyorum... Ben böyle kararlar almayı, risk yönetimini hep bir şekilde ODTÜ işletme bölümünde öğrendim." diye tekrarladı durdu Rıza Hocam. Ne yalan söyleyeyim, bu konuşmadan pek çok şey öğrensem de benim için işin en tatmin edici kısmı oldu. İşletme hakkında söylenen asılsız şeylere kulağımı tıkamayı başarabilsem de insan bazen böyle sözler duymak istiyor.


   Rıza Hocam aynı yerde bunca yıl çalışabilmesinin de İş Bankası ile ilgili olduğunu söyledi. Aynı bankanın çatısı altında birden çok iş yapmış. "Aynı kurum, onlarca iş..." Bayındır hasteneleri başında da çalışmış! Pek çok işte çalıştığını anlatırken Muhan Hocamız'dan da bahsetti. Muhan Hoca zamanında 'yoğurt kasesinden bozma' bilgisayarla bize Lotus 1,2,3, Lindo, Lineer Programming öğretmeseydi o işleri yapamazdım, dedi. O kadar etkilemiş ki Muhan Hoca'nın kampüste yalnızca bilgisayar bölümünde bilgisayarlar varken işletmeye bir bilgisayar laboratuvarı açıp işletme öğrencilerine çeşitli eğitimler sağlaması, Rıza Hocam hala o sınavlarda sorulan soruları hatırlıyordu. Hatta seminerde Nuray Hocam'la beraber o sorular üzerine de konuştular. 
   O bilgisayar laboratuvarında öğrendiklerinin hayatını nasıl kolaylaştırdığını ise şöyle anlattı: Yeni bir mezun olarak İzmir İş Bankası şubesine atandığında kendisini 'Teminat Mektupları Komisyonu'na yollamışlar.  800 tane tek tek girilecek mektup varmış. Rıza Hocam, örneklem üzerinden gidelim, dediyse de kimse onu dinlememiş. En azından bir bilgisayar yok mu her ay tekrar tekrar yazmak zorunda kalmasak tüm mektupları, tabii kendisi bölümünden alışık bilgisayar kullanmaya... Yok, demişler. El mahkum o da çalışmaya başlamış.
"Ama bir taraftan da sürekli daha kolay yollar üretmeye çalışıyorum, ODTÜ'lüyüm ya. Bana bölümümde öğretilenleri düşünüp içimden bu iş böyle olmaz. Şu kadar verimsizlik var bunda, diye geçiriyorum."
   Bir gün işi üniversite okumamış olsalar da işlerini iyi bilen, gayet de muntazam yapmaya özen gösteren ve genelde kendi halinde insanlar olan muhaberatçilerden birinin odasına düşüyor. Teleks kullanılarak gönderilen mektuplarının kaydının tutulduğu bir oda. Her taraf kağıt, o kağıtların arasında bir yerde de bir bilgisayar görüyor Rıza Hocam. Telekste yapılacak işler için kullanılıyormuş meğerse. ODTÜ işletmenin bilgisayar laboratuvarında öğrendikleri ile o bilgisayarın teminat mektuplarının işlenmesinde kullanılmasını sağlıyor.
   Ardından bu yaşadığı deneyim onu Ankara'daki Bilgi İşlem kısmına taşıyor. Şube müdürlerinin, diğer iş bankası çalışanlarının toplandığı ve genel müdüre deneyimlerini anlattığı bir toplantı sayesinde oluyor bu da. Şube müdürlerinden gönüllüler çıkıp anlatıyor neler yaptıklarını, ancak hepsi genel müdürden sert tepkiler alıyorlar. En sonunda elini kaldıran kimse olmayınca, Rıza Hocam henüz bir çaylak olmasına rağmen elini kaldırıp bu yaşadıkları olayı anlatıyor. Genel müdürün de hoşuna gidiyor durum, sen misin ben bilgisayardan anlıyorum, bakın bu işleri yapıyorum diyen hooop Rıza Hocam'ı IT bölümüne atıyor. 
   Yalnız IT bölümüde kullanmamış ODTÜ işletmede öğrendiği bilgileri Rıza Hocam, 2006 yılında Sermaye Piyasaları (İş Yatırım) başına gelince de Ergun Yener'den aldığı Investment Management dersini hatırlıyormuş sık sık. Ergun Yener Hocam şöyle başlamış derse,
"Ben size para kazanmayı değil, mantıklı para kaybetmeyi öğreteceğim."

İş Yatırım Neler Yapıyor?
*Bilanço kullanmaktan para kazanıyorlar
*Yurt içi ve yurt dışı olmak üzere piyasa gruplarını inceleyen araştırma grupları var
*Yurt içinde işlem gören hisse senetlerini inceliyorlar
*İleri teknoloji ve yüksek zekayı kullanarak ucuza alıp pahalıya satıyorlar
*Aile şirketlerinin 2. nesil, 3. nesil sahipleri yeni alanlara girmek, büyük holdinglerse bazı alanlardan çıkmak istiyor onlara stratejik danışmanlık veriyorlar (10 milyon dolardan başlayıp 200 milyon dolara kadar büyüyen ve 6-8 ay süren işler) 
*Ben girişimcilik adına ne yaptıklarını sorduğumda ise İstanbul Kolektif House'da (bilmeyenler araştırsın, bence önemli sayılabilecek bir yer) Workup adlı bir girişimcilik programı yaptıklarını söyledi Rıza Hocam.
Şu ana kadar iki start-up'a yatırım yapmışlar:

İş Yatırıma Nasıl İnsanları Bekliyorlar?
*Müşteriyle rahat iletişim kurup müşteriyi alanına hakim olduğuna ikna edebilecek, AKIL SATABİLECEK
*Piyasaları bilecek, sebep-sonuç çıkartabilecek (Bunun için Financial Times takip etmemizi önerdi ODTÜ İnşaat mezunu Kaan Hocam, kendisinin tavsiyesine uydum. 50 gün anlamasanız da okumaya devam edin, 51. gün farkı göreceksiniz, diye de eklemişti.)
*Quantitive yazılıma kafayı takmış
*C++ ya da Python üzerinden data analizi yapabilecek, big data üzerine çalışabilecekleri
*IA ile İş Yatırım'ın kendi aklını yoklamasını sağlayacak ve deyim yerindeyse orada çalışanları çoklayabilecek 
insanları bekliyorlar.

SON NOTLAR VE BU SEMİNERDEN ÖĞRENDİĞİM BAZI TERİMLER

+İş dünyasında çoğunlukla 4 işlemle iş yapıyorsunuz, bunun da ikisini nadiren kullanıyorsunuz. (Buraya kadar yazımı okuyabilmiş birine bu cümlenin bir metafor olduğunu anlatmam gerekmez diye umuyorum)
+Beni mutlu eden bir olay sabah derste öğrendiğim birkaç terimin bu seminerde geçmesi ve "Aaaa ben bunları öğrendim derste!" farkındalığı oldu.
+Kaan Hocam'ın anlattığı bir anıyı da paylaşmak istiyorum. Büyük bir şirket devri olacakmış. Bir taraf da Hindistanlı. Bir şekilde bu olay basına yansımış. Hani bir aksilik olsa, imzalanamasa tüm basın şirket binasının önünde bekliyor... Neyse, sıkıntı yok diye düşümüş Kaan Hocam. Zaten piyasalar kapandı, bugün de işler gayet iyiydi. Ancak tüm bunlara rağmen Hindistanlılar gelmemiş. Sebep olarak da şirketlerinin falcılarının bugün bu şirket evliliğine izin vermemesiymiş. Yani siz iş yaparken, Fundamental of Business dersinde de öğrendiğimiz üzere kişilerin kültürlerini de göz önüne almalısınız.

Arbitraj fiyat farklarından yararlanmak amacıyla para, kıymetli maden, tahvil ve hisse senedi alıp satma işlemidir. Farklı piyasalarda aynı menkul kıymetler için farklı denge fiyatları oluşmuş olması durumunda, menkul kıymetlerin ucuz olduğu piyasadan alınarak daha pahalı olduğu piyasada satılmasıdır. Vikipedi

A swap is a derivative in which two counterparties exchange cash flows of one party's financial instrument for those of the other party's financial instrument. The benefits in question depend on the type of financial instruments involved. Wikipedia

Varant; finans sektöründe, varant yatırımcısına bir dayanak varlığı, belirli bir fiyattan ve belirli bir vade içerisinde alma ya da satma hakkı veren finansal enstrümandır. Temel olarak ALIM varantları ve SATIM varantları olarak ikiye ayrılmaktadır. Vikipedi


ELİF NİSA GÜLER

1 yorum:

  1. Bakırköy ve çevresinde ev temizlik hizmeti veren Bakırköy Ev Temizlik Şirketi Ayeses Group sizlerin beğeni ve güveni ile büyümektedir. Bakırköy Ev Temizlik Şirketleri arasında Ayeses Group, 7/24 bütün ekipmanlar ve bütün temizlik malzemeleri dahil Bakırköy genelinde hizmet vermektedir. Malzemeler konusunda hiçbir şeye karışmanıza gerek kalmadan ve verilen fiyatın dışında ekstra hiçbir ücret talep edilmeden tamamen kullanıma hazır bir şekilde eviniz teslim edilmektedir.

    YanıtlaSil