Bu bölüm Köksal Abi'nin (Köksal Şenko, henüz tanışmasak ve Ozan ile Yiğit'e isimleri ile seslensem de sizden çok Köksal Abi havası alıyorum. Umarım bana kızmazsınız.) yoğurtlu cipse olna sevgisi ile başlıyor ve Yiğit Tabak'ın cips satın aldıkları yerde doritos olmayışından şikayetleri ile sürüyor.
Tadımlık'ın en sevdiğim yanı bu oldu sanırım, insan kendinden bir şeyler bulabiliyor ve kulağında kulaklıkla bir taraftan kendine kahve yaparken evde söylene söylene gezebiliyor.
"Aynen abi yoğurtlu cips olduğu sürece bence de marka fark etmiyor, abi doritos olmayan dükkan da ne bileyim yani?" (Köksal abiye bir sorum şu, abi bir yoğurtlu cips sever olarak Lays cacıklı cipsi denedin mi? Benim için kötü bir deneyimdi, senin firkini de merak ettim.)
Bu bölümde 25 yaşındaki adamlar Pokemon konuşuyorlar ve bence bu ülkede Pokemon konuşma yaşı 23 olmalı minimum zaten. Burada uzun zamandır düşündüğüm ve bence artık Yiğit Tabak'ın bunun bir trol olduğunu itiraf etmesi gereken bir bilgiye değinmek istiyorum. Yiğitle bir tanıtımdan gelirken bana Pokemon kartlarının üzerindeki yazıları okuyarak okumayı söktüğünü söylemişti... İşin komik yanı ben buna hala inanıyorum... Hala... Bu konunun açıklığa kabuşturulması gerektiğini düşünüyorum.
Pokemon taklitleri ile güldürdükleri bu bölüm bana sene içinde olabilecek Ozan Kırlı darlamalarım konusunda da ilham verdi, şimdiden hayal edebiliyorum ofiste Ozan Kırlı'yı nasıl darladığımı... Kuş sesinden sonra bir de pokemon taklitlerini kaydedeceğiz bundan sonra. "Ozannn yaa hacııı nolurrr Ozannnn canım ne çekti biliyor musunnnn? (Avrupa Yakası esintileri beni çoook mutlu ediyor ehehe) Nolur Squirtle taklidi yapsana ya"
Pikaçu hakkında konuşurken Ozan'ın "Abi taşı nereye kullanıyoruz?" esprisinin araya kaynaması beni çok üzdü, diğer üzen konu ise Pikaçu sever olmak. Ama Pikaçu sevgimin olduğum jenarasyondan kaynaklandığını düşünüyorum. Dediğim gibi Pokemon konuşabilme yaşı minimum 23 olmalı. Yani ben elendim sanırım.
Tadımlık Beylerinin biraz sitemde bulundukları soru gelmeyişinin ise bayramdan kaynaklandığını düşünüyorum çünkü çoğumuz aile evlerinde hapsolmuş durumdaydık. Yani soru istendiğinden bile haberi olmayan insanlar var... Anlaşılan Tadımlık'ın da bildirimlerini açmak gerekiyor.
Yine Yiğit'in değindiği acaba bizi kimse dinlemiyor mu sorusuna dgelince. Aslında dinlemek istiyorum, hatta sene içinde bu ikili ile sohbet edip kafa dağıtabilmek hatta tavsiye alabilmek için ofise uğradığım çok olmuştu (Düşünün bu ikiliye bir de Köksal Abi ekleniyor), ancak hep o boş anı bekliyorum. Bu yüzden eğer bu yazıyı okuyorsanız ve neymiş ya bu Tadımlık diyorsanız size tavsiyem dinlenecekler listesine eklemeyin; açın ve dinleyin! Yine de sadece kendilerinin bile bunları çekerken ne kadar eğlendiğini düşününce birazcık kıskanıyorum doğrusu. Umarım bu podcast serisi sürer çünkü bilirsiniz Van Gogh yaşarken tek resmini satabilmiştir...
*
Mezuniyette Yiğit Tabak pankartının yeterince ses getirmediği konusunda hem fikir olmayan yoktur. Doğrusu Yiğit Tabak isteseydi Tanıtım Ofisi'nden kuracağı bir ekiple koskocaman bir pankart taşıyabilirdi ve eminim ki o ekip bunu seve seve yapardı onun için... Kim ne derse desin, çok iyi düşünülmüş bir pankarttı.
Ozan Kırlı'nın pankartına gelince, ofsiten arkadaşımız Halime gibi pek çok kişinin o pankartı facebook profillerinin kapağına layık bulduğuna eminim. Hem ODTÜ ruhunu hem de Türkiye'nin durumunu çok iyi yansıtan bir pankart olduğunu düşünüyorum.
Podcastte geçen diğer bir konuda küsmek ve bu konudaki kadın ile erkek davranışları üzerineydi. Burada sonuna kadar mentörüm Yiğit Tabak'a katılıyorum. Hep genellemeler yapsak ve Ozan Kırlı ile bu konu üzerine ofis önünde sohbet etmiş de olsak, görüyorum ki bu tarz konular kadın erkekten ziyade Yiğit'in dediği gibi insandan insana değişiyor.
Ozan Kırlı'ya Kuşkonmaz lakabını ise çok doğru bulmadım çünkü kuşların Ozan Kırlı'ya konacağını düşünüyorum...
Yolda gördüğümüz biriyle selfie çekinmeye gelince Yiğit ve Ozan'dan herhangi birisi ile birlikte olunca kalpli fotoğraflarını çekip diğerine yollamak en büyük hobilerimdendir. Köksal Abi ile tanışıyor olsak bunu yapabilir miydim bilmiyor-dum ama Tarkan Dilli Düdük tiradından sonra sanırım Köksal Abi'nin kalp temalı bir fotoğrafını da Ozan Kırlı'ya atardım...
Bu ekibin kendi aralarında benim de dedikodumu yapacağını, en azından bu yazı üstüne, tahmin ediyorum ancak Yiğit Tabak'ın da dediği gibi dedikodu bilgi akışıdır ve ofsiten arkadaşımız Emin'in de dediği gibi "çekinmiyorum."
Tüm yazı boyunca bu kız ne dedi diyenleri https://twitter.com/tadimlikpodcast sayfasını incelemeye ve internetteki diğer bayağı mizahlara gülenleri bir kez olsun bu ekibi dinlemeye davet ediyorum. Sadece mizah anlamında değil Türk pop müziği anlamında da tatmin olacağınızı düşünüyorum.
Ufak bir ekleme bu ekibin bir parçası ile bir yıl boyunca canlı kanlı arkadaş olacak ve sohbet edecek kadar şanslı birisi olduğumu da eklemem gerek!
İyi dinlemeler! Ben mi? Tadımlık'ın ilk bölümlerinin tadına bakmaya gidiyorum. Tadımlık, abi bizi bi sal da işimizi yapalım be abi ;)
elocan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder