İŞ MODELİ
1) Sosyal girişimcilikte para kazanma
amacı olur mu?
-Çarkı
çevirecekse, evet. Bu sorunun cevabı girişimcilikten gelen paranın nereye
harcanacağına bağlı aslında. Kazanılan para sosyal amaçlı kullanılacaksa kar
amacı güdülebilir. Girişimcilikten kazanılan parayla da yeniden sosyal amaca
hizmet edilebilir.
2)İyi bir ekip nasıl olmalı?
-Heterojen
olmalı: Bir girişimcilik yapılacağı zaman genelde aynı çevreden, aynı bölümden
insanlar bir araya gelip homojen bir ekip oluşturuyorlar. Bu da benzer şekilde
düşündüklerinden olaylara tek bir pencereden bakmalarına sebep oluyor. Ekipler
heterojen olmalı. Teknik yönü güçlü birisi, sosyal yönü güçlü birisi
(networking), insan yönetimi yapabilen birisi, pazarlama yapabilecek birisi vs.
şeklinde çeşitli özellikte insanlardan oluşmalı.
3)Girişimler nasıl ayakta kalır?
-
Çok çalışma
-İyi
ve etraflıca hazırlanılmış bir fikir. Nike’ın mantığı ile ‘Just do it’
mottosuyla yola çıkan ‘Allah Allah’ girişimcilerinin ölüm oranı çok daha
yüksektir. Bu açıdan dalıp gitmemek aslında bir girişimi ayakta tutmanın en
önemli yollarından birisidir.
ReidHoffman
(Themoneymakers/Linkedin kurucusu): “Someone whojumps of a cliffandbuilds a
plane on thewaydown.”
ReidHoffman’ın
busözlerine rağmen iyi bir hazırlık yapmadan o uçurumdan atlamak, daha çok risk
almak, dolayısıyla girişimciliğin henüz başlarındayken batmak anlamına
gelebilir. Çok iyi hazırlanılmış, çok çalışma ile kurulmuş bir girişimin dahi
gelen ani bir kriz ile şanssızlık yüzünden batabileceğini unutmamak gerekir.
4)Ne satmalıyız, neyi satmalıyız?
-Bunun
en temel cevabını aslında ilk girişimci hızlandırıcıyı bulan Paul Graham
veriyor: “İnsanların istediği bir şey üret!” (“Buildsomethingpeoplewant!”) Bu
bağlamda bir şeyi üretmeden önce sormamız gereken iki tane temel soru var:
İnsanlar bunu istiyor mu, insanlar bunu kullanacak mı? Bu sorunun cevabı evet
ise ürünü ortaya koymalıyız.
“Müşteriye
ne istiyorsun diye sorma, müşterinin sorununu bul!”
Yapılan
belki de en büyük hatalardan bir tanesi önce ürünü ortaya koyup sonra bunu
nasıl satarım diye düşünmek. Oysa ürünü ortaya koymadan evvel yapılması gereken
şey müşterilerin bu ürünü alıp almayacağını, kullanıp kullanmayacağını
belirlemek olacaktır.
“Talebi
olmayan bir şeyi üretmek için zaman harcama!”
Ürüne
talep olup olmayacağını anlamanın birkaç yolu var. Müşteri mülakatları ve
anketler en kullanılabilir yollardan. Bunun yanında minimum işleyen bir ürün,
prototip de iş görebilir.
5)İş modellerini neden
kullanmalıyız?
-“Tanrı’yı
sorgulamayız ama diğer herkes veri getirmek zorundadır.” / EdwardsDeming
(Kalite kontrolcü)
İş
modelleri yapacağımız işi detaylandırmamızı sağlar. Fikir ilk aklımıza
geldiğinde onun muhteşem olduğunu düşünebiliriz. Dahası fikri yakın
arkadaşlarımız ile paylaştığımızda onlar da objektif bakmayacakları için iş
fikrinin eksik yönlerini görmemiz pek mümkün olmayabilir. Ancak bu fikri yazıya
döktüğümüzde, bir iş modeli kullanarak, fikre dışardan ve objektif bir şekilde
bakma şansımız olur.
Burada
değinilmesi gereken bir nokta da arkadaşlarımızda fikrimizle alakalı geri
bildirim alırken dürüst olmalarını istemek olacaktır. İş işten geçtikten,
şirket battıktan sonra, ben nu desteklemek adına fikrin güzel olduğunu
söylemiştim gibi cümleler maalesef iş fikrini ayakta tutmaya yetmiyor.
Bu
yüzden fikrin havada uçmasındansa rakamlarla, detaylarla onu kâğıda dökmek en
doğrusu olacaktır. Bu iş için de iş modellerini kullanırız.
6)Kimdir bu Alexander Osterwalder?
-Kendisi
EricRies’ın Yalın Girişim kitabı ile başlattığı akıma öncülük eden girişimcilik
‘gurularından’ birisi denebilir. Bu bağlamda bulduğu iş modeli ‘Kanvas İş
Modeli’ aylarca süren iş planlamalarından çok daha hızlı bir şekilde, pek çok
ayrıntıyı bir arada görmeye yarar. Bu iş modeli aslında Alexander’ın doktora
tezi. Şirketin nasıl değer yaratacak, bu değeri müşteriye nasıl ulaştıracaksın,
yaratılan değeri nasıl yakalayacaksın bunların hepsinin sonucu olarak aslında
nasıl para kazanacaksın? Alexanderbunların hepsinin cevabını tek sayfada,
Kanvas İş Modeli’ndebulmamızı sağlıyor. Dahası buna ulaşımı ücretsiz kılıyor.
Sadece adınızı ve mailinizi bırakarak ücretsiz bir şekilde tüm Alexander
Osterwalder içeriklerine ulaşmak mümkün gibi gözüküyor.
Peki Alexander bunu neden yapıyor? Yazının
başında da vurguladığımız gibi kendisini bir girişimcilik ‘gurusu’ yapmaya
çalışıyor.Twitter üzerinden de paylaşımlarını takip etmek mümkün.
7) Kimdir bu Paul Graham?
-Lisansını felsefe üzerine yapıp, üzerine
İtalya’da resim ile ilgili eğitim alan Paul Graham tüm bunların ötesinde ilk
girişim hızlandırısıcının, kuluçkanın (inkübasyon) sahibi. Ycombinator adlı bu
hızlandırıcıyı Cambridge’de keşfediyor. Aldığı eğitimlerden tamamen uzakta
kodlama ve girişimcilik tutkusu ile tanınıyor. Kendi adı ile yayın yaptığı
sitesinde pek çok makaleye ulaşmak mümkün.
Peki, bu girişim hızlandırma işi nasıl
işliyor? İşini kurmuş, satışları başlamış şirketlerin girişimcileri çeşitli
eğitimlere tabii tutuyor. Belli bir mentörlük sürecinden sonra Demo Day’de
girişimlerini büyütmeleri, yatırım bulmalarını sağlıyor.
Son Notlar
*Herkesin
kullandığı ürün diye bir şey yoktur! (Ekmek, su dahil.)
*Bir
işe başlarken başlangıç noktan daima sorun olmalı. Müşterilerini birer sorun
olarak görmelisin ve sınırlarını iyi belirlemelisin. Senin müşterin kim? ODTÜ’lüler,
yurtta kalan ODTÜ’lüler, tüm öğrenciler, sadece üniversite öğrencileri? KİM
SENİN MÜŞTERİN?
*KANALLAR:
Ürün nerede satılacak? Ürünün reklamları nerede yapılacak?
*MÜŞTERİ
İLİŞKİLERİ: Herkese farklı ürün mü satacaksın? Müşteriyi nasıl memnun
edeceksin?
*GELİR
KAYNAĞI: Kiralama, reklamdan kazanma, askıda bırakma…
*Google İş Modeli: Ürün bizim
gözlerimizdir. Google reklam alarak ve aldığı bu reklamları gözümüzün önüne
koyarak kazanç sağlar.
*Whatsapp İş Modeli: Bizim hakkımızda
pek çok bilgiye sahiptir. Hatta Facebook, whatsapp’ı satın alarak telefon
bilgilerimize erişme şansını da hibesine kattı diyebiliriz.
*Askıda İş Modeli: Bu iş modelini
anlatmadan önce bir soru ile başlamak gerektiğini düşünüyorum. Diyelim ki pis
suyu kolayca temizleyebilen bir alet icat ettiniz. Suyu her türlü mikroptan
arındırabiliyor. Bunu kime satabilirsiniz? Kamp yapanlara, balığa gidenlere,
doğa tatillerini sevenlere, dağcılara belki ama en büyük pazarınız şüphesiz
Afrika olacaktır. Peki, Afrikalı insanlar size bunun karşılığında ne verebilir?
Bu soruyu sorduğumda fikirlerine güvendiğim bir arkadaşım Afrikalılara bu aleti
çalışmaları karşılığında vereceğini söylemişti. ‘Çalıştırırım onları!’ demişti.
Hayır, işletme değil sosyoloji okuyordu… İşletmeciler bunun çok daha hızlı bir
yöntemini bulmuşlar. İşte “Askıda İş Modeli” tam bu gibi durumlarda ortaya
çıkıyor. Evet siz Birleşmiş Milletler olsun, çeşitli topluluklar, dernekler
olsun bir yere kadar yardım alarak bu aleti Afrikalılara ulaştırabilirsiniz
ancak bu fonlar sınırlı. Oysa size gelen dağcılara, kampçılara bir seçenek
sunabilirsiniz. Bu onların vicdanına sizin de cüzdanınıza dokunacak bir öneri. Üründen
iki tane alıp bir tanesini onlar adına Afrika’daki suya muhtaç insanlara
yollayacaksınız. Sonuç olarak siz 2 ürün satmış olacaksınız, ikisinin parasını
da kampçı/dağcı öderken birisi parayı ödeyen kişinin ötekisi ise parası
olmadığı halde ürüne ihtiyacı olan kişinin olacak.
“Bir matkap
satın aldığımızda, aslında bir matkap satın almayız… Biz o matkabın duvarda
açtığı deliği ve hatta duvara bir şey asma imkânını daha da ötesi duvarda asılı
durabilen bir tabloyu satın alırız.”
2018, Adil Oran, Hult
Prize için yaptığı KANVAS İŞ MODELİ dersi notları